Fotoğraf

Yarış başlasın

İlk planım geleneksel bir rig shot tekniği kullanmaktı. Rig, kamerayı arabaya monte etmeye yarayan bir donanımdır. Araba yavaşça ilerlerken uzun pozlamayla arabayı net, etrafını bulanık çekebilirsiniz. Bu da araba çok hızlı gidiyormuş hissi verir. En azından teoride böyledir. Fakat çok da iyi bir yöntem olmadığını deneyince fark edersiniz.

Rig donanımını fotoğrafçı bir arkadaşımdan ödünç aldım. Başka bir arkadaşımın motorspor patinaj yarışmalarında kullandığı arabasını da çekim için istedim. Doğal olarak, çekim günü imkânlar harikaydı, ışık mükemmeldi ve her şey yolunda gitti… Elbette böyle olmadı! Çekim yapacağımız günde yanlamasına yağan yağmur ve sert rüzgârla karşılaştık. Azmettik ve rig shot tekniğini gerçekleştirdik. Ama rüzgâr o kadar güçlüydü ki sabit bir görüntü almamız imkânsızdı. B Planına geçmenin tam zamanıydı.

Şansıma arabada Bowens marka bir flaş vardı. Koşulların istediğim gibi olmadığı bir durumda rig çekimi için kullanmak üzere getirmiştim. Yani bir çözüm yolu bulacağımı biliyordum. Yakınlardaki bir deponun bir bölümünü temizledik ve arabayı oraya taşıdık. Bunların hiç biri önceden planlanmamıştı, ansızın karar vermiştim. İşin içinden çıkacağımı biliyordum.

Canon EOS 5D Mk III kameramı Canon 16-35mm f/4L IS USM lens ile tripoda taktım. Genelde araba çekimlerinde, yansımaları yok etmek için polarize iltre kullanırım. Fakat bu çekimde arabayı flaşla aydınlatacağım için yansıma problemi olmayacaktı, o yüzden iltreye ihtiyaç yoktu. Manuel modu seçtim. Diyaframı f/8 ve ISO değerini 200 olarak ayarladım. Uzaktan kumandayı ayarladım. Bowens marka flaşa geniş bir softbox taktım. Flaşın gücünü en yüksek ayara getirdim. Deklanşöre basacak arkadaşım da hazırdı. Artık başlayabilirdik.

Bir ışık kaynağım olduğu için arabayı kademeli olarak aydınlatmam ve hepsini fotoğraf işleme sürecinde birleştirmem gerekiyordu. İşe arka çamurluktan başladım. Her kare arasında yerimi değiştirirken arkadaşıma da deklanşöre basmasını söyledim. Arabayı aydınlattığım zaman aynı zamanda standart bir dökme ışık kullanarak etrafını da aydınlattım. Arabanın arkasında JCB marka büyük bir iş makinesi vardı. Aracın projektörüyle flaşı aynı hizada patlatarak sanki iş makinesinin farları yanıyormuş görüntüsü vermeye çalıştım. Son olarak etrafta oluşacak derin gölgeleri doldurmak için ortam ışığında arabanın farklı yerlerinden farklı ölçümler alarak birkaç çekim yaptım (bracketing).

Dosyalarımı sınılandırmak için Lightroom 5’e aktardım. Seçtiğim karelerin Beyaz Ayarının aynı olmasına dikkat ettim. Bu, renk tutarlılığı açısından önemliydi. Fotoğraları Photoshop CC’de açtım. İş makinasının projektörünü ana ışık yapmaya karar verdim. Işığı katmanlara ayırırken asıl bir ışığınız olması gerekir. Aksi halde fotoğrafta hiç gölge olmaz ve araba sahneye monte edilmiş gibi durur. Arabanın farklı farklı aydınlatıldığı karelere geçmeden önce iki projektör ışık katmanını Lighten Blend kullanarak birleştirdim. Her kareyi birer birer Lighten Blend ile birleştirdim. Sonra her katmanda Katman Maskesi kullanarak istemediğim kısımları kaldırdım. İstediğiniz ışığı seçip, istemediğinizi eleyebilme kolaylığı sağladığı için bu yöntem çok işime yarıyor. Ayrıca katman maskelerinde düşük opasite kullanarak kareleri pürüzsüz bir şekilde birleştirebiliyorum. İstediğim sonuca varınca, sıra ortamın atmosferine geldi. İş makinesinin farlarına yerleştirmek üzere iki adet parlak ışık oluşturdum. Sonra Hue/Saturation Adjustment katmanında ışığın rengini biraz soldurdum. Smoke brush yardımıyla ekrana haif bir duman ekledim. Arabanın arkasındaki dumanı bıraktım ve ön taraftaki dumanı temizlemek için katman maskesi kullandım. Zemindeki yaygın ışığı farların solgun ışığıyla örtüştürmek için boş bir katman açtım ve Overlay uygulayarak katmanı açık mavi tonlarda boyadım.

Son olarak arabayı ve etrafını düzenlemek kaldı. Boyadaki lekeleri Clone Stamp Tool ve Patch Tool kullanarak düzelttim (Sonuçta bu bir yarış arabası!) Ayrıca Curves kullanarak kontrastı arttırdım ve Unsharp Mask uygulayarak fotoğrafı keskinleştirdim. Gruplandırdığım yaklaşık 40 katmanı son karede birleştirdim. Katmanları isimlendirip gruplandırarak akıl sağlığımı korudum ve onların arasında dolaşmam daha kolay oldu. Son kararım dikey kadraj oldu. Çünkü basıldığında daha iyi görüneceğini düşünüyordum. Kafamda ilk tasarladığımdan çok farklı oldu ama değdi doğrusu. O yüzden her zaman bir B planınız olmalı.

Yorum ekle

Yorum yapmak için tıklayın