Değişik neler yapmalıyım diye düşünürken, ilk başta, model sanki bir çiçek giyiyormuş gibi gözükecek bir moda çekimi yapmak istedim. Sonrasında ikrimi değiştirerek, çok daha farklı ve doğal bir şey oluşturma yoluna gittim. Çiçekler üzerindeki iki büyük ilgi koku ve renktir – çiçekleri koklamak ve o eşsiz kokuyu solumak, onları muhteşem kılar. Aynı zamanda renkleri de göz alıcı olduğundan ötürü, doğadaki bir çok nesne ve canlıdan çok daha fazla dikkat çekerler – bunların dışında, çiçeği bir görsel üzerinde göstererek, aynı ilgiyi uyandırması için nasıl bir şey yapabileceğimi zihnimde canlandırdım – kreatif bir ikir olmalıydı ve yapılanlardan çok farklı bir şey gerekiyordu! Kozmetik reklamlarındaki gibi bir sahne oluşturup, biraz da görsele hareket katmak istedim. Vereceğim hareket hissi, fotoğrafı daha da çekici kılmaya yetecek ve artacaktı.
Çiçek pazarına şöyle bir gezintiye çıktım ve gözüme ilişen en güzel ve ihtişamlı gülü aldım. Bir alışveriş merkezinden de tırnak cilası ve ruj edinip, zihnimde canlandırdığımı ortaya dökmek için harekete geçtim – İlk başka kırmızı bir gül ile bunu yapmak istedim ama ne yalan söyleyeyim ki, satılan kırmızı güller pek de alımlı değildi, yani yüzüne bakılacak gibi değillerdi. Bundan dolayı çok güzel gözüken pembe güllere yöneldim. Reklamlardaki gibi kaliteli, stüdyoda ortaya konmuş bir iş yapmam gerekiyordu. Pembe güller muhteşemdi ve uyum sağlaması için aynı renkte cila ve ruj aldım.
Stüdyoya dönüp, siyah ve yansıtmaya uygun bir zemin oluşturdum – pembe gül, beyaz bir zemin yerine, siyah zeminde çok daha güzel patlayacaktı. Işık ayarlarımı yapmadan önce, ruju düzgün bir şekilde yerleştirdim ve yansıma yapmasına da dikkat ettim.
İki adet büyük softbox takılı stüdyo ışıklarını yanlara yerleştirdim. Her şey güzel ve pürüzsüz olmalıydı, reklamlardaki görüntüyü vermeliydim. Nikon D800 makinemi tripoda bağlayarak, NIKKOR AF-S 24-70mm f/2.8G ED lensimi ruj üzerine netledim ve sonra manuel netlemeye alarak, kablolu tetikleyiciyi de aktif hale getirdim.
Biraz daha ilgi katabilmek adına, gülün güzel görünen yapraklarına sprey ile su serptim, bir elle tetikleyiciyi kontrol ederken, diğer elimle de gülü tutarak, bir kaç kare çektim – bu denemeleri şimdi yapmak önemliydi çünkü sonra tırnak cilasını dökeceğimden dolayı, çok daha hızlı hareket etmem gerekiyordu! Aynı ayarları kullanarak, pembe tırnak cilasını uygun bir yükseklikten, rujun üzerine dökmeye başladım. Aynı zamanda da kablolu tetikleyici ile fotoğraf çekiyordum. Belirli bir süre sonra, rujun etrafında tırnak cilası birikeceğinden dolayı, çok hızlı kareler alıp, bir an önce sonlandırmalı, başka bir deyişle anı yakalamam gerekiyordu.!
Görselleri Photoshop’a aktararak, öncelikle kullanacağım ruj fotoğrafını açtım – istenilen miktarda cilanın yukarıdan aşağıya doğru aktığı bir görsel gözüme ilişti. Görseldeki sevdiğim damlamaları kopyala/ yapıştır yöntemi ile rujun bulunduğu görsele yeni katmanlar oluşturarak, yapıştırdım ve damlama katmanlarının Blend modunu Lighten’a çevirdim. Görsel üzerinde sadece damlamalar gözükecek ve istenmeyen diğer kısımları rahatlıkla silebilecek ve görselden ayırabilecektim. Son damlama görseli, iki katmanın bir araya gelip, harmanlanmasından oluştu.
Son kalan işlem ise, gülün olduğu görseli dikkatlice, birleştirme/dikiş yerleri asla gözükmeyecek şekilde ana görsele yerleştirmekti.
Sonuç olarak, yaratıcılığın ön planda olduğu, temiz, canlı canlı, kozmetik bir reklam tadında, sanki ruj rengini gülden düşen damlalardan alıyormuş havası oluştu .
Yorum ekle