Atölye Blog & Haberler

NIKON D5600 İncelemesi

Fotoğrafçılık ürünleri piyasasının en yoğun olduğu noktalardan biri hiç şüphesiz ki giriş-seviye fotoğraf makineleri bölümü. Kamera üreticileri fotoğraf çekmeye yeni başlayacak kullanıcıların paralarını ilk yatıracakları markanın kendileri olması için yarışıyorlar çünkü sonrasında genelde pek fazla kişi marka değişikliği yapmıyor. Aynasız modellerin piyasaya çıkmasından sonra dijital SLR üreticileri için iş daha da rekabetçi bir hal aldı çünkü rakipleri arttı. Piyasaya yeni bir model çıktığında bu ya mevcut bir modelin geliştirilmiş hali oluyor ya da nadiren tamamen yeni bir kamera oluyor. Nikon D5600’de ise ilk söylediğimiz durum söz konusu.

Nikon’un D5000-serisi 2009 yılından peri piyasalarda; acemi fotoğrafçılara düşük fiyatlı D3000-serisi kameralara göre daha sağlam ve daha iyi özellikli bir seçenek sunuyor. Serinin bir önceki modeli olan ve 2005 yılında piyasaya sürülen D5500 o yıl içerisinde yaptığımız incelemede bizden %90 ile En İyi Ürün ödülünü kazanmıştı. İncelemeye geçtiğimizde siz de göreceksiniz ki D5600’le selei arasında kavrama, özellikler ve performans bakımından devasa farklılıklar yok ancak bunun kötü bir şey olduğunu düşünmeyin çünkü D5500 gerçekten çok iyi bir makineydi. En büyük değişiklik kameraya eklenen ve akıllı cihazlarınızdan ücretsiz uygulaması aracılığıyla kamerayı yönetmenizi sağlayan Snapbridge bağlanabilirlik özelliği olmuş. D5500’de Wi-Fi ve NFC bulunmasına rağmen bu özellik yoktu. Peki ama bu özelliğin eklenmesi D5600’e iyi notlar vermemize yetecek mi? Göreceğiz… D5600’ün öne çıkan ilk özelliği, onu elinize aldığınızda bariz bir biçimde fark edeceğiniz boyutu ve ağırlığı: oldukça kompakt boyutlardaki bu cihaz batarya ve hafıza kartıyla birlikte sadece 465 gram geliyor. Bu sınıftaki modellere göre oldukça haif. Tabi bu durum genellikle kameranın ucuz ve plastik olmasıyla sonuçlanabiliyor ama D5600’de böyle bir durum söz konusu bile değil, kalitesini anında fark ediyorsunuz. Çıkıntılı tutma bölümü ve kaymayı önleyen kauçuk kaplı kısımları sayesinde herhangi bir sorun yaşamadan tek elle rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Kameranın şekli ve lens yuvasının merkez dışında olması sebebiyle fonksiyon butonlarının ve kadranların büyük kısmı gövdenin sağ tarafında yerleştirilmiş. Acemi kullanıcıların hedelenmesi sebebiyle kamerada kafa karışıklığına yol açabilecek buton karmaşasına yer verilmemiş, sade tutulmuş ve açık bir biçimde işaretlenmiş. Kullanıcı dostu bir kamera arıyorsanız kesinlikle bu modeli listenize eklemelisiniz. Cihazda temel fonksiyonlara ulaşabilmeniz için erişim noktaları da var: i (info) butonuna bastığınızda ekranda çok sayıda önemli ayar çıkıyor.

Bu ayarları dört-yönlü kontrol tuşunun yanı sıra dokunmatik özelliğini kullanarak da değiştirebilirsiniz. 1,037,000-nokta çözünürlüklü 3.2inç boyutlu ekranı ve mükemmel menü tasarımı sayesinde dokunmatik özelliğini kullanmak oldukça kolay ve pratik. Ekranın bir diğer artı özelliği de zorlu koşullarda farklı açılara ayarlayabilmenizi sağlayan hareket edebilme özelliği. Kompozisyon yaparken oldukça fayda sağlıyor.

D5600’ün vizörünün bana göre biraz fazla küçük kaldığını söylemeliyim. Vizör ekranı oldukça keskin ve yeterli düzeyde parlak. Odak noktası ve pozlama bilgileri rahatlıkla okunabiliyor. Ancak %90 kapsaması sebebiyle içerinin biraz dar olduğu aşikâr. Gözlüklü kullanıcılar diyoptri kontrolünü (vizörün yanındaki +/- işaretli teker) kullanmak isteyecekler.

D5600’ün kalbinde kardeşinde de bulunan low-pass iltresiz aynı 24.2-milyon piksel CMOS sensör yer alıyor. Çok yüksek kaliteli sonuçlar vermesi sebebiyle bu konuda bir eleştirimiz yok. Görüntü işlemcisi de aynı: 100-25600 ISO hassasiyetine ve saniyede beş kare yakalayabilme hızına sahip EXPEED 4 işlemci. Kardeşiyle aynı olan ama bu sefer pek hoş karşılamadığımız özelliği, hiçbir değişiklik yapılmayan Full HD (1080p) maksimum video kayıt çözünürlüğü. Artık günümüzde piyasaya sürülen birçok kameranın 4K özelliğiyle birlikte geldiğini düşündüğümüzde bu kısmına düşük not verdik.

Netleme için Nikon’un başarılı Multi-CAM 4800DX sistemini kullanan D5600, dokuz tanesi hassas çapraz-tip olan 39 AF noktasına sahip. Sistemde standart tek, sürekli ve oto AF modlarının yanı sıra 39 noktanın tamamını veya tek tek AF noktalarını ya da sadece 11 AF noktasını seçme imkânınız var. Parlak ve büyük bir görüntü sunan, %100 kapsamalı 3.2inç LCD ekranı sayesinde D5600’de LiveView modunu kullanmak çok keyili. Üstelik hızlı ve hassas LiveView AF’den de yararlanıyorsunuz.

Hoşumuza giden bir diğer özellik vizörden bakarken gözünü kaldırmadan baş parmağınızı kullanarak dokunmatik ekranda AF noktasını değiştirebiliyor olmamız. Hareketli bir özneyi takip ederken oldukça kullanışlı.

D5600’ün sahip olduğu özellikler deneyimli kullanıcılar için biraz sınırlayıcı olabilir ama tecrübesiz kullanıcılar için bu özellikler fazlasıyla yetecektir. Ana kadranı ve giriş kadranını kullanarak SCENE kısmından çok sayıda sahne modundan istediğinizi seçebilir, aynı şekilde EFFECTS kısmından Toy Camera ve Miniature Efect gibi birçok yaratıcı iltreden keyinize göre kullanabilirsiniz. Aralıklı zamanlayıcı ve time-lapse özellikleri de bulunan kamerada acemi kullanıcıların yaratıcılıklarını ortaya çıkartabilmeleri için daha birçok seçenek de mevcut.

Nikon’un bu kamerada neden AF ve pozlama sistemleri konularında fazla bir değişiklik yapmadığını anlayabiliyoruz; hali hazırda bu sistemler D5500’de zaten çok güvenilir ve istikrarlıydı. Sabit öznelerde AF hedefe hızlıca kitlenirken sürekli AF ise hareketli özneleri takip etme konusunda oldukça iyi işler çıkartıyor. Her zaman olduğu gibi Matrix ölçüm şablonu sahnenin büyük bölümünü kolaylıkla ele alıyor. Cihazın Beyaz Dengesi ayarı çeşitli ışık koşullarında doğru sonuçlar veriyor. Kameranın renk ve kontrast üretimi de harika. İster JPEG isterseniz de Raw çekin, keskinliği mükemmel düzeyde. Önceki modelle arasında çok fazla değişiklik olmasa da D5600 bu haliyle bile girişseviyesi modeller arasında en iyi performans sunanlar arasında yer alıyor.

Yorum ekle

Yorum yapmak için tıklayın